Sokö (Sokak Köpeği) Hakkında
Köpek Toplama Harekatı
İkinci büyük köpek toplama harekatı Sultan Abdülaziz devrinde yaşanıyor. Köpekler toplanıyor, teknelere konulup Hayırsız Ada'ya bırakılıyor. Bu operasyonla eş zamanlı olarak 1865 eylülünde büyük İstanbul yangınlarından biri başlamasın mı? Beyazıt'tan Gedikpaşa'ya kadar evler konaklar kömür oluyor. Halk anında bu felaketin gerekçesini buluyor:
Tekneler yeniden Hayırsız Ada'ya gidiyor, köpekleri yükleyip İstanbul'a geri getiriyor.
Padişah 2. Abdülhamit döneminde İstanbul köpekleri en rahat dönemlerini yaşıyorlar. Köpeklerle uğraşmıyor, kuduzla uğraşıyor. Fransa'ya Pastör Enstitüsü'ne heyet göndererek, 10 bin altın bağışlıyor. Dünyadaki üçüncü Kuduz Enstitüsü'nü İstanbul'da kurulmasını sağlıyor.
"Serbest çiftleşme, sokak köpeklerinde doğal aşı yerine geçiyor!"
1908'de Abdülhamit devriliyor. Memlekete "hürriyet" geliyor. Abdülhamit'in bütün değerleriyle birlikte sokak köpekleri de yeni rejimin hışmına uğruyor. Talat Paşa'nın Dahiliye Nazırı olarak görev yaptığı 1910'da İstanbul'un tarihindeki en büyük köpek itlaf kampanyası başlatılıyor. Köpek toplama ekipleri özel dev kerpetenlerle hayvanları neresinden yakalarlarsa orasından tutuyorlar. Yine özel köpek toplama arabaları aracılığıyla Tophane'ye getiriliyorlar. Oradan da Hayırsız Ada'ya sürgün ediliyorlar. Bu sefer kesin gidiş yapılıyor. Bir daha geri dönmüyorlar.
Servet-i Fünun adlı dergide "Karabatak" takma adlı bir yazarın kaleminden ve onun fotoğraflarından bu dram Türk basınına da yansıtılıyor.
O yıllarda köpekleri seven halk sürgün köpeklere her gün sandalla yiyecek götürüyor. Ancak her geçen gün modern yaşamda bu zavallı hayvanlara uygulanan vahşet artıyor. İstanbul Belediye Başkanlarından Cemil Topuzlu anılarında "30 bin köpek öldürttüğünü" iftiharla anlatıyor. "AIDS Allah'ın eşcinsellere verdiği cezadır." diyebilen Bedrettin Dalan 1987 yılında Milliyet Gazetesi'ne verdiği ilanla "25 adet komple köpek itlaf aracı satın alacağını" açıklıyor.
Sokak köpeklerinin hiçbiri kaldırıma pislemez, mutlaka bir ağaç, çalı dibi bulurlar ve sonradan kendi pisliklerini örterler.
Hayvan haklarının korunması, toplumlar için bir çeşit uygarlık göstergesidir. Sokaklarda başıboş köpeklerin dolaşması, kuduz hastalığının insan sağlığını tehdit etmesi ise gelişmekte olan toplulukların önemli bir sorunudur.
Kuduz hastalığı ile ilgili olarak bilinenler şöyle özetlenebilir. Etken, bir virüs'tür. Bu virüs, hasta hayvanın sinir sistemine özellikle beynine yerleşir. Hastalığın bulaşması, hasta olanın diğerini ısırması ve tükürükte bulunan etkenlerin yaraya bulaşması ile olur.
İnsanlar "homo sapiens" ve köpekler "canis familiaris" arasındaki yakın ilişki çok eskillere gider. Kaynaklara göre insan, günümüzden on bin yıl kadar önce hayvanları evciltme aşamasına gelmiştir. Evcilleşen ilk hayvan türü köpektir. Evcil köpek, insanın en eski ve en sadık dostudur.
Sokak köpeği sorununun her ülkede çeşitli boyutlarda var olduğu söylenebilir. Ancak bu işin kontrolünü elde tutan ülkeler başarıyı, eğitim yaparak ve yasalar düzenleyerek elde etmiştir. Bu eğitim ve yasaların ana fikri, UNESCO tarafından 15 Ekim 1978 tarihinde Paris'te yayınlanmış on dört maddelik "hayvan hakları evrensel bildirisi" içerisinde bulunmaktadır.
Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olma hakkına sahiptir (1. madde).
Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, onlara karşı acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa bu, bir anda acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır (3. madde).
Hayvanların korunmasını ve refahını savunan örgütler hükümet düzeyinde temsil edilmelidir (14. Madde)...
Pek çok ülkede köpeklerin tasma Kısırlaştırma kliniklerinin açılması ve kısırlaştırılmayan köpeklerden alınan vesika ücretinin yüksek tutulması, gereksiz üretimin kontrol edilmesini amaçlamaktadır. Köpeklerin kuduz hastalığına karşı gereği gibi aşılanmaları da pek çok ülkede yasa gereğidir.
Köpek çalmak, terk etmek, zehir veya silahla öldürmek pek çok ülkede ağır ceza gerektiren suçlardır.
Hasta, yaralı, yaşlı, istenmeyen ya da evsiz köpeklerin yok edilmesi (euthanasia) ancak dikkatli incelemelerden sonra, hayvan korkutulmadan ve uyutularak yapılabilmektedir. Hayvanların son dakikalarının acısız, korkusuz ve hoş geçmesi için özen gösterme konusunda hayvan uyutan görevlilerin eğitilmeleri, bazı ülkelerde yasa gereğidir.
Osmanlı döneminde Sokak köpekleri kanunlarla korunmuştur ve zamanının kart postallarında sık sık kullanılmışlardır.
1865'te toplatılıp Hayırsız Ada'ya gönderilen köpekler, büyük bir İstanbul yangını çıkması üzerine geri getirildiler.Sokak köpeklerinin Hayırsız adaya göndrilmesinin sebebi bir İngiliz turistin gece sokak köpeklerinden kaçmak isterken yüksek bir duvardan düşmesi sonrası hayatını kaybetmesi ve İngiliz hükümeti'nin Osmanlı paişahına ultimatom vermesidir,bu ültimatom sonrası sokak köpekleri toplanıp Hayırsız Ada'ya bırakılmışlardır.